Merdivenin başında, yüksekte yuvası dağılmış bir anne güvercin gibi boynu bükük duruyordu. Ayrılık yaman şeydi. Yıl ortasında tayini çıkmıştı da bize söyleyememişti. Aşağı inip topladı hepimizi bahçede, zeytin ağaçlarının altında. Ağzından “Ben gidiyorum.” sözü hıçkırıklar eşliğinde çıktı. Küçük, kara gözlerimiz birbirine değdi. Bir elektrik akımı geçti minicik yüreklerimizden. Tıkandık ağlayamadık bile!
1.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Betimleyici anlatıma
B) Kişisel yorumlara
C) Eksiltili cümlelere
D) İşitme duyusuyla seçilebilen ayrıntıya
E) Benzerliklerden yararlanmaya
Deneme yazarlığı ciddi bir iştir, geniş bir bilgi, titiz bir hazırlık gerektirir. Deneme yazarı yazılarını ancak geniş bir kültür ve iyi bir hazırlıkla sürdürebilir. Şundan bundan yapılan alıntılarla, bir noktadan sonra tükenecek bilgilerle deneme yazılamaz. Yazılsa bile sürdürülemez. Taşıma suyla değirmen dönmez çünkü.
2.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Tartışmaya B) Betimlemeye C) Öykülemeye D) Karşılaştırmaya E) Örneklemeye
Uzak gri bir çizgide
Birleşiyor gökle deniz.
Bir martı tek başına uçuyor
Maviliklere
Sandalda bir kayıkçı
Sanki yalnızlığı topluyor ağlara
3.Bu dizelerde aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme B) Açıklama C) Örnekleme D) Karşılaştırma E) Tartışma
Geçen haziranda İç Anadolu’yu gezdik, ilk durağımız Ankara’nın Gölbaşı ilçesiydi. Daha sonra geniş bozkırlarda yol aldık. Yıkılmış, duvarları çatlamış birçok kervansarayı gezdik. Ne var ki görmek istediğimiz birkaç önemli yeri görmeden döndük.
4.Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangilerine başvurulmuştur?
A) Betimleme – Örnekleme B) Açıklama – Tartışma
C) Öyküleme – Betimleme D) Karşılaştırma – Öyküleme
E) Açıklama – Tartışma
Sofaya açılan kapıların üstü renkli camlarla süslüydü. Sofanın iki yanına minderler serilmişti. Minderlerin arkalarında ot yastıklar vardı. El dokuması ince halılarla kaplı yastıklar büyük ve renkli yapı taşları gibi görülüyordu. Sofadan mutfağa açılan kapı her zaman açıktı. Kapıdan ocak ve yanındaki büyük masa görünüyordu. Masanın üstünde kenarları saçaklı, işlemeli bir örtü vardı.
5.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleme B) Betimleme C) Açıklama D) Karşılaştırma E) Tartışma
Beyoğlu’nun ara sokaklarından birinde, bir kebapçıdaydık o gün. Masada ayran, acılı kebaplar, yeşillikler… Kulaklarımızı tırmalayan bir arabesk müzik. Dışardaysa İstanbul’un o inanılmaz güzellikteki eylülünün son günü. Ayranlar kebapların dilimizdeki acısını dindirmeye yetmiyor. Pencerelerden vuran güneşin sıcaklığı bize rehavet veriyor.
6.Bu parçanın anlatımında ayrıntıların seçiminde aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?
A) İşitme B) Tatma C) Görme D) Dokunma E) Koklama
İlkokul üçte öğretmenimdi. Yeniydim, okul değiştirmiştim. Elimden tuttu, sınıfa götürdü. Öğrencilere tanıttı beni. Saçları kısaydı ve yüzü beyaz bir zambağı hatırlatıyordu. Aylardan eylüldü. Şimdi hatıramda yalnız küçük bir hayali, temiz ve solgun yüzü kaldı. Bir de bizi gözyaşları içinde bırakıp gidişi…
7.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A) Benzetmeye B) Öykülemeye
C) Kişisel duygu ve düşüncelere D) Kişileştirmelere
E) Betimlemeye
Dostoyevski, yaşamında rahat yüzü görmeyen büyük romancı, yazdıklarının yüzyıllık sınavını geçip yirmi birinci yüzyıla ulaşacağını biliyor muydu? Bunu bilmem; ama onun ustası olmayan bir roman ustası olduğunu, dünya romanı içinde başlı başına bir imza olduğunu biliyorum. Romanda kendine ait bir kanal açıp teknesini yüzdürdüğünden eminim.
8.Bu parçada Dostoyevski’nin romanlarının hangi özellikleri belirtilmektedir?
A) Kalıcılık – Özgünlük B) Yalınlık – Yoğunluk
C) Açıklık – Duruluk D) Sadelik – Akıcılık
E) Doğallık – İçtenlik
(I) Günlükler, yazarın yüreğinin objektifinden kendi yaşamını kare kare belgeleyen tutanaklardır. (II) Yazar, günü gününe yaşadığı olayları, tanık olduğu durumları yüreğinden geçirerek döker sayfalara. (III) Kendi yaşamını günbegün filme alır. (IV) Bazen bir şey yazamaz duygularına tercüman olacak bir beyit düşer o güne ait sayfaya (V) Kimi sayfalar, ise “Kafam karışık, bugün kayda değer bir şey olmadı.” gibi ifadelerle yetinir.
9.Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir “tanımlama” yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Kulübenin doksan yüz metre ilerisinde çitlerle çevrilmiş büyük bir bahçe vardı. Çitlerin dışında kalan alanda dereye yakın yerlerde söğütler, uzak yerlerde ise yabani badem ağaçları… Çitlerin hemen içinde bahçeyi tepeden tırnağa beyaza bürümüş olan kiraz ağaçları… Bu ağaçların ötesinde bahçe sahibinin ahşaptan yapılma, şirinlikte Üsküdar’daki Şemsipaşa Camii’ni aratmayacak evi…
10.Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yolların hangisine başvurulmamıştır?
A) Benzetmeden yararlanma
B) Kişisel duygulan belirtme
C) Bitirilmemiş cümleler kullanma
D) Gözlemlere yer verme
E) Kişileştirme sanatından yararlanma
(I) Öğleyi biraz geçiyordu ki sırttaki yolun doruğuna vardım. (II) Ayakta biraz dinlenerek meraklı ve şaşırmış bakışlarımı arazinin üzerinde gezdirdim. (III) Dallarda oynaşan kuşların cıvıl cıvıl sesleri geldi kulağıma. (IV) Daha sonra fırtınadan korunan bir kayın ağacının altında öğle yemeğini yemeye başladım. (V) Soframda kara ekmek, sucuk ve peynirden oluşan mütevazı şeyler vardı.
11.Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde diğerlerinden farklı bir duyuyla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Pierre Loti, 1850-1923 yılları arasında yaşamış, Rochefort’ta doğmuş ünlü bir Fransız roman yazarıydı. Denizci bir aileden gelen Pierre çocukluğunda Latince, Yunancave İngilizceyi öğrenmiş ve 1865’te Deniz Akademisi’ni bitirmişti. Gerçek adı Louis Morie Julien Viaud olan yazara, 1867 yılındaki Okyanusya Seferi sırasında Taitili yerliler tarafından Pierre Loti adı verilmiştir.
12.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A)Tartışma B)Örnekleme C) Öyküleme D) Açıklama E) Tanık gösterme
Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı
Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı
Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
Bu üç mevsimi değişmiş görüyorum üç günde
13.Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Karşılaştırma B) Tartışma C) Örnekleme D) Betimleme E) Açıklama
Amerika Birleşik Devletleri’ni oluşturan toplum kesimlerinden hiçbiri eskisi kadar okumuyor. NEA’nın yaptığı güvenilir araştırmalar, okuma oranında 1852’den 2002’ye genel olarak yüzde 10’luk bir düşüş olduğunu, bunun da potansiyel okur sayısında 20 milyonluk bir kayba denk düştüğünü ortaya koyuyor. Okuma oranındaki düşüş artarak sürüyor, son on yılda bu düşüş üç katına çıkmış. 18-24 yaş arası grubun okuma oranında büyük bir azalma mevcut.
14.Bu paragrafın anlatımında güdülen amaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Düşünce ve kanıları değiştirmek
B ) Bir konu hakkında bilgi vermek
C) Bir olay içinde yaşatmak
D) Bir varlığı göz önünde canlandırmak
E) Bir varlıkla ilgili izlenim kazandırmak
(I) Dere boyunca yürüyoruz. (II) İrili ufaklı rengârenk taşların üzerinden sekiyoruz. (III) Dere bazı yerlerde iyice daralıyor ve büyük bir kayanın üzerinden aşağıya gürül gürül akan şelaleler oluşturuyor. (IV) Sonra dere yolundan çıkıp ormanın dar patika yollarına sapıyor, devedikenlerinden atlaya atlaya dere yolunda ilerliyoruz. (V) Akşamleyin eve ulaşıyoruz.
15.Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde betimlemeye yer verilmemiştir?
A) I ve II. B) l. ve V. C) II ve III.
D) III ve IV. E) IV ve V.
Babam: “Bu bahçe dedemden kaldı bize. Dedem en zor zamanlarında bile satmaya kıyamamış burayı. Onun anısına saygı duyarak biz de satamayız.” demişti Kızılçabalçık için. İsmi üstünde, toprağı kırmızıya çalan renkt ve çamurumsu. Bizimkiler, en verimli toprak bu, diyorlar. Gerçekten de öyle. Geçen yıl Kızılcabalçık’tan tam bir ton fındık topladık. Ondan büyük bahçeler, bize fındık vermekte cimrilik ederken Kızılcabalçık bütün cömertliğiyle bize kucak açmıştı.
16.Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırmaya başvurulduğu
B) Dolaylı anlatımdan yararlanıldığı
C) Karşıt anlamlı sözcük kullanıldığı
D) Doğanın kişileştirildiği
E) Değişik yapılı cümleler kullanıldığı
Derenin vadisinden hafif meyiller ve tatlı kavislerle iki taraflı ormanların koyuluğu altında, içine güneş inmeyen yeşilliklerin reçineli serinliğine gömülerek, daha derinlikteki derenin çağıltılarını dinleye dinleye gidiyoruz. Bu güzellik bitivermesin diye otomobilimizi yavaşlatıyor ve camı açıyoruz. Egzoz kokusu ile toprağın ve çiçeğinki birbirine karışıyor.
17.Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyulardan hangisinden yararlanılmamıştır?
A) Görme B) Koklama C) Tatma D) İşitme E) Dokunma
İşte gerçek yazar… İşte denemenin hası… Okuyanlar biliyor, daima belli bir düzeyin üstünde kalmayı başardığını. Biraz dingin bir Salah Birsel, yeri geldiğinde mistik olabilen Nurullah Ataç ya da daha çağdaş bir Ziya Osman Saba o. Yazarın hası o. Kitaptaki denemelerin çoğu günlük gazetelerde yayımlanan köşe yazılarından oluşuyor; ancak yazarımızın anlatımı güncelin tuzağına düşmekten uzak. Yazılar su gibi ferahlatıcı ve uzun ömürlü.
18.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A) Karşılaştırmadan yararlanmaya
B) Özel adlarla anlatımı güçlendirmeye
C) Çeşitli duyulara seslenmeye
D) Eksiltili cümlelere
E) Benzetmeye
Şehir mimarisinin, toplum kimliğiyle bağlantısına kafa yormamıştır. Karmakarışık suratlarında en ufak bir duygu izine rastlanmaz. Ama bu tipler sağlıksız kentleşmeye çözüm aramaya kalkar. İşte bu garip geliyor bana. Güya onlar hastalıklı kentleşmeye ilaç olacaklarmış. Sonuçta onların elinden “sağlam çarpıklıklar(!)” doğuyor. Öylesine sağlam ki bir gün bu beton yığını kentleri değiştirmek isteyen bir medeniyet kurulursa, denizler dolusu molozu dünyanın göğsünden nasıl kaldıracaklarını aklım almıyor.
19.Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisine başvurulmuştur?
A) Açıklama B) Betimleme C) Öyküleme D) Tartışma E) Örnekleme
Torosların eteklerinde bir yer… Şırıl şırıl akan dere, derede zıplama yarışı yapan balıklar… Yemyeşil çimenlerin yumuşak ve serin kucağına uzanmış piknikçiler… Bulutlara yetişmeye çalışan ince, uzun, yakışıklı ağaç denizi… Daldan dala zıplayan sincaplar… Pavarotti’yi kıskandıracak bir konsere imza atmakta olan bin-bir renkli kuşlar… Torosların püfür püfür esen yeli ve buram buram çam, iğde, menekşe, sümbül kokuları…
20.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Çeşitli duyulara seslenme
B) Eksiltili cümlelere yer verme
C) Betimleyici bir yol izleme
D) Gözlem gücünden yararlanma
E) Olayları oluş sırasına göre anlatma
YANITLAR
1. | C | 11. | C |
2. | A | 12. | D |
3. | A | 13. | D |
4. | C | 14. | B |
5. | B | 15. | B |
6. | E | 16. | B |
7. | D | 17. | C |
8. | A | 18. | C |
9. | A | 19. | D |
10 | E | 20 | E |
* Kimi sorularda içerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…