Perşembe , Mart 28 2024
Flaş Haber

ÖDEV TESTİ 10

(I) Elitis, şiirin dünyayı değiştirip değiştiremeyeceğine kafayı takmıştır ve dünyanın değişmeyeceğinde karar kılmıştır. (II) Bana sorarsanız şair dünyayı değiştirebilir. (III) Şair bazı duyguların ön plana çıkmasını sağlar toplumda, diri kalmalarını sağlar. (IV) Şair, bir dünya görüşünün en uç elemanı, yön belirleyicisi olarak neyi ifade etmeye çalıştığına dair kendisini hesaba çekmek durumundadır. (V) Yoksa, şiiri güzel ifade tarzı olarak algılayıp, neyi ifade etmeye çalıştığını göz ardı ederse, kendi bayağı yanını başkalarına da bulaştırabilir.

1.Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde bir zorunluluktan söz edilmiştir?

A) I.             B)ll.              C) III.              D) IV.                 E) V.

 

2.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “varsayım” söz konusu değildir?

A) Diyelim ki il sayımız 100’e çıktı, ne olacak?
B) Tut ki İstanbul’dan iki il çıkardık, çözüm değil ki.
C) Bir an için senin sınavı kazanacağını farz edelim.
D) Oysaki o benim söylediklerimi dinliyormuş.
E) Sözgelimi, şu sınıfın Karadeniz olduğunu düşünelim.

 

“Bir dil gücünü, kendine yabancı olan sözcükleri atmakla değil, onları yutup hazmetmekle gösterir.”

3.Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Yabancı dillerden sözcük almaktan geri durmayan dillerin öz benliklerini koruması beklenemez.
B) Güçlü diller, başka dillere sözcük vermekle değil, o dillerden sözcük almakla varlıklarını devam ettirir.
C) Sağlam bir yapıya sahip olan diller, başka dillerden gelmiş olan sözcükleri kendi içinde eritip kullanan dillerdir.
D)Her dil, yabancı sözcükleri bünyesinde kaynaştırıp özümseyerek evrensel bir özelliğe sahip olur.
E) Dillerin birbirinden etkilenip sözcük alışverişinde bulunması, o dillerin güçlerini etkilemez.

 

Şairliğin yetenek, zaman, çalışma azim gibi şartları vardır. (I) Aslında bunlar, bir şairin vücuda gelmesi için gerekli şartlardır. (II) Bu şartların bir şiir haline dönüşmesi, yerinde ve doğru kullanılmalarına bağlıdır. (III) Çünkü, birçok şair, doğru bir yer bulamadığı ya da “yerini” doğru kullanmadığı için, bu şartlara sahip olmasına rağmen kaybolup gider. (IV) Ayrıca işin bir de başka tarafı var. (V) Bazı şiirler, doğru şairler eline düşmedikleri için, kısa ve kötü bir hayat sürdürdükten sonra ölüme boyun eğerler.

4.Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kendisinden önceki cümlenin bir gerekçesidir?

A) I.             B)ll.              C) III.              D) IV.                 E) V.

 

(I)Şakir’in düğünü için Eyüp’ten kalktık, Bahçeşehir’e gittik. (II) Düğünden eve ancak az önce dönebildik. (III) İstanbul’un ağustos sıcağında trafikte çektiğimiz çile da yanımıza kâr kaldı. (IV) İyi de kardeşim, Eyüp’te düğün salonu mu yok? (V) Şuraya yazıyorum, bizim çocukların düğününü ulaşımı en kolay nereyse orada yapacağım. (VI) Yeter ki millet bizim çektiğimizi çekmesin!

5.Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde bir “sitem’den söz edilmektedir?

A) I.             B)ll.              C) III.              D) IV.                 E) V.

 

Kelimeler, asırların ve asırlarca o kelimeleri konuşan, onlarla duyan, düşünenlerin; onlarla seven ve sevilenlerin güzelleştirdiği canlı varlıklardır.

6.Aşağıdakilerden hangisi bu cümleyle anlamca en yakındır?

A) Toplumun yaşamına ait özellikler taşıyan kelimeler, çağdan çağa farklı bir yapıya bürünür.
B) Yaşayan bir güzelliği olan ve oluşturduğu dönemlerden izler taşıyan kelimeler, varlığını onları konuşanlara da borçludur.
C) Bir kelimenin en güzel biçimine kavuşabilmesi için asırlarca insanların dillerinde yer etmesi gerekir.
D) Sevgilerini güzel kelimeler kullanarak ifade edenler sayesinde diller varlıklarını devam ettirir.
E) Asırlar boyu sevgiyle anlaşmayı sağlayan kelimeler her çağda bu özelliğini sürdürecektir.

 

 

“Sanatçı istese de istemese de yapıtlarında tüm insanlığa yönelmiş bir mesajın sahibi olmalıdır. ”

7.Bu cümlede, sanatçı ile ilgili olarak vurgulanan aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öznellik     B) Evrensellik      C) İlginçlik      D) Özgünlük      E) Kalıcılık

 

 

“Olgun insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen insandır.”

8.Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye en yakındır?

A) Olgunluk, sözleri kendilerinden önce giden insanlara ait bir özellik değildir.
B) Düşünceleri ile söyledikleri birbirini tamamlayanlar, hayatta istediklerini elde etmeye en yakın olanlardır.
C)Yaptıkları ile konuştukları arasında uyum olan kimseler, olgunluğa ulaşmış olanlardır.
D) Her insanın söyledikleri, ancak kendi davranışlarını bağlamaktadır.
E) İnsanların olgun olmalarını sağlayan sözler, çoğu zaman uzun tecrübeler sonucunda söylenmiştir.

 

Baksan bir uzaklık var hangi yana
Hangi eşyaya dönsen boş bir ayna
Varmak istediğim uzak limana
Bu gemi beni almadan kalkıyor

9.Bu dörtlükte yapılan benzetmede, benzeyen ve kendisine benzetilen aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

A) Liman-gemi          B) Gemi-eşya         C) Eşya ayna        D) Liman-eşya       E) Ayna-gemi

 

10.Aşağıdakilerin hangisi bir “tanım” cümlesidir?

A) Duygu, bazen sağanak yağmur gibi yağar.
B) Duygularına hâkim olamayan başarısızdır.
C) Duygu, insanı insan yapan temel unsurlardan biridir.
D) Duygu, akılla işbirliği yaparsa değerlidir.
E) Duyguların içtenliği, kişinin davranışlarına yansır.

 

(I) 1973’ten sonra çalışmalarını öykü ve romanda yoğunlaştırdı. (II) Eserlerinde toplumun çalkantılı dönemlerini ve bu dönemlerin bireyler üzerindeki etkilerini irdeledi. (III) Eserleri biçimsel yetkinliğiyle, özellikle ayrıntıları değerlendirişiyle, geriye dönüşler iç monologlar gibi değişik tekniklerden yararlanmadaki başarısıyla dikkat çekti. (IV) Doğa, toplum, zaman ilişkilerinin insanın iç dünyasındaki yansımalarını monolog tekniğiyle düşünce üretebilecek tarafsızlıkla irdeledi. (V) Değişimler karşısında edebiyatın yapısal durumu bakımından da arayışçı davrandı, kendine özgü anlatım biçimleri geliştirdi.

11.Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde hem içerik hem üsluptan söz edilmiştir?

A) I.             B)ll.              C) III.              D) IV.                 E) V.

 

(I) Fransa’nın en çok sevilen serüven yazarlarından biri olan Jean de la Hire’nin yazdığı “İki Çocuğun Devri Alemi” on kitaptan oluşan bir dizi. (II) Yazar, dizinin bu ilk kitabında dünya turuna çıkan iki çocuğun başından geçenleri anlatıyor. (III) Romanın birbirinden renkli üç kahramanı var. (IV) Bu muhteşem üçlünün elektrikli motosikletleriyle çıktıkları dünya turundaki ilk durakları Afrika’dır. (V) Kahramanlarımız yolculukları boyunca türlü tehlikelerle karşılaşırlar; ama korkularını yenip tehlikelerin üstesinden gelirler.

12.Bu parçada numaralanmış yerlerden hangilerinde, söz konusu kitabın konusuyla ilgili bilgi verilmemiştir?

A) I. ve ll.        B) I. ve III.            C) II. ve III.          D) III. ve IV.           E) IV. ve V.

 

“Milletlerin dilleri üzerinde söz sahibi olacakların; dili, milletten ve milli geçmişten ayrı bir varlık gibi görmemeleri gerekir.”

13.Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Milletlerin geçmişleri, konuştukları dilin değişimlerini gösterme adına yabancı uzmanlara fikir verebilir.
B)Bir milletin dili hakkında belirleyici Özelliğe sahip olanların, dili yalnızca yaşadıkları dönemle sınırlı tutmaları bir
yanılgıdır.
C)Bir dilin gidiş seyrini belirleyecek olanların, gelecek hakkında sağlam öngörülere sahip olması gerekir.
D) Dille ilgili çalışma yapacak olanların, o dilin kullanım alanlarını iyi bilmeleri şarttır.
E) Dilin yapısına etki edenler, o dilin konuşulduğu yerlerin insanını bilmek zorunda değildir.

 

“Türk halk zevki, bir yabancı kelimeyi Türkçeleştirirken ona öyle sihirli bir ses, öyle bir ahenk verir ki kelime, karşıladığı anlamın adeta notası, müziği olur.”

14.Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleyle anlamca aynı doğrultudadır?

A)Türkçeye giren sözcükler zaman içerisinde kendi olduğundan daha güzel bir sese sahip olur.
B)Başka dillerden Türkçeye alınan sözcükler, kendi anlamsal özelliklerini uzun bir süre geçmeden değiştirir.
C)Türk halkı, yabancı bir kelimeyi zaman içerisinde, özümsemeyi başarır.
D)Türkçeye mal olmuş sözcükler, başka dillerde kullanıl-maya başlandığında o dili de güzelleştirir.
E)Türkçedeki güzel bir söyleyişe sahip sözcükler arasında başka dillerden gelmiş olanlar yoktur.

 

 

(I) Güven duygusu, çocukluğun ilk yıllarında çocuğun anne ve babasıyla kurduğu ilişkiler çerçevesinde oluşmaya başlar. (II) Çocuğun ilk yaşlarda sevgi ihtiyacı, annenin çocuğu kucaklaması, ona ilgi göstermesi, dokunması vb şekilde giderilir. (III) Sevgi ihtiyacı giderilmezse ileriki yaşlarda bu, çocukta güvensizlik duygusunun oluşmasına sebep olur. (IV) Küçüklüğünden beri yalnız yetişen çocuklara bakınca hep karamsar bir yüz ifadesini, başkasından bir şeyler bekleyen, bir bakışı fark edeceksiniz. (V) Biz çocuklarımızın böyle olmasını istemiyorsak onlara güven duygusunu kazandırmak zorundayız.

15.Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangi ikisi “koşul” cümlesi değildir?

A) I. ve ll.        B) I. ve III.          C) I. ve V.          D) II. ve IV.        E) III. ve V.

 

(I) Kişinin ne söyleyeceğini ya da neden söyleyeceğini bildiğimiz konusundaki eski deneyimlerimiz bizde bir önyargı oluşturmuştur. (II) Bu da, bizim dinlememizi engeller; dinliyormuş gibi yapar ama aslında dinlemeyiz. (III) Bu durum en çok ev içindeki bireylerin birbirleri ile olan ilişkilerinde, işyerlerindeki ilişkilerde, kitle iletişim araçlarına karşı olan tutumlarımızda görülür. (IV) Bu önyargıların temelindeki önemli yanlış ise, durumun değişmezliğine ilişkin bir genellemedir. (V) “O hep böyle yapar.”, “Onun ne diyeceği bellidir.” ya da “Şimdi gene şunu isteyecektir.” gibi önyargılı tutumlara dikkat etmeliyiz.

16.Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisinde söz konusu önyargıların neyden kaynaklandığı anlatılmaktadır?

A) I.             B)ll.              C) III.              D) IV.                 E) V.

 

(I) Benim anlatıcılığımda ait olma, hatta mekân duygusu ağır basar. (II) Bölge veya yerellik olarak da algılanma-malı bu. (III) Gezip gördüğüm ya da bir süre yaşamak durumunda olduğum bir yer, bende hemencecik bu duyguyu oluşturabilir. (IV) Örneğin Selanik’te bir süre yaşarken; kendimi, geçmişimle ve yaşadıklarımla bir anda oraya ait hissettim. (V) Ve bu hissettiklerimi yazarken de hem bunun boyutlarını hem de neyin, nereye kadar aitlik taşıdığını görebiliyordum.

17.Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde yazar, bulunduğu yerlerin kendisini etkilediğinden söz etmektedir?

A) I. ve ll.         B) I. ve III.           C) II. ve V.           D) III. ve IV.           E) IV. ve V.

 

18.Aşağıdaki cümlelerin hangisi “dolaylı anlatıma” bir örnektir?

A)Önümüzdeki yıl İzmir’deki üniversitelerin birinde doçent olacağını söyledi.
B) Kadın, işlerini bitirmeden dışarıya çıkmak istemiyordu.
C) Çocuk romanlarının bizim edebiyatımızda fazla gelişme göstermediğini biliyorum.
D) Lokantaya her gelişinde bir tartışma çıkarıyor, müşterileri huzursuz ediyordu.
E) Küçük kardeşim: “Ben de sizinle oynamak istiyorum.” dedi.

 

 

19.Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde “amaç -sonuç” ilişkisi vardır?

A)Bilmem ki ne demeli ne söylemeli
Karanlıklarda yol arayana
B) Orada belki bir odada
Geçiyor özlenen günler
C)Tutmak için koştum ay ışıklarına
Dağılıp karıştım ay ışıklarına
D)Bu hazin yolcuların en küçüğü
Bir zaman baktı o viran kuyuya
E) Bulamadın dünyada gönle mekân
Nerede bir gül bitse etrafı diken

 

(I) Karikatür tecrübemden dolayı neyin çizilip çizilmeyeceğini biliyorum. (II) Ülkemizde karikatür çizerken kural ve kanunlarla getirilmiş sınırlamalar var. (III) Diğer Batı ülkeleriyle mukayese edilince Türkiye’de maalesef gereğinden fazla kısıtlama mevcut. (IV) Bunun olmaması ülkemiz için daha doğru ve yararlı olabilirdi karikatür sanatı adına. (V) Umarım gelecekte bu sınırlamaların olmadığı bir ülke olur Türkiye’ miz.

20.Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde “olumsuz bir eleştiri” söz konusudur?

A) I.             B)ll.              C) III.              D) IV.                 E) V.

 

 

YANITLAR

1.  D 11.   D
2.  D 12.  B
3.  C 13.   B
4.  C 14.   A
5.  D 15.   A
6.  B 16.   A
7.   B 17.   D
8.   C 18.   A
9.   C 19.   C
10.   C 20.   C

 

 

* Kimi sorularda içerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…

Hakkında Hasan Hüseyin KÖKEN

3 Ocak 1958'de Eskişehir Seyitgazi'de doğdu. İlkokul,ortaokul ve Liseyi Eskişehir'de,Yüksek öğrenimini Eskişehir ve İstanbul'da tamamladı.Eskişehir Eğitim Enstitüsü'den 1980'de mezun oldu. 1991'de Anadolu Üniveritesi Açık Öğretim Fakültesi'nde lisans tamamladı.Giresun Bulancak Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1980-1986),Kastamonu Tosya Endüstri Meslek Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği ve Müdür Başyardımcılığı (1986-1990), Sakarya Geyve Alifuatpaşa Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1990-1993), Sakarya Ozanlar Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1993-1995), Sakarya Özel Tansel Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1995-1998), Sakarya Özel Tansel Dershanesi Türkçe Öğretmenliği ve Kurum Müdürlüğü (1998-1999), Ankara Birikim Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (1999-2000), Ankara Bilge 2000 Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (2000-2002), Ankara Çubuk Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (2003-2005), Ankara Seviye Dershanesi -Ankara Polatlı Sistem Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (2005-2007), Ankara Dershanelerinde Türkçe Öğretmenliği, Yöneticilikler. (2007-2011), Kocaeli İzmit American Life MEB Danışmanlığı (2011-...)

Ayrıca Kontrol Et

ÖDEV TESTİ 5

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde üslubun önemi vurgulanmıştır? A) İyi bir sanatçı, halkı eğitmek, halkı sanattan, …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir