Gençlik ve yaşlılık üstüne ne çok, ne bilgece sözler söylenmiştir. Galiba içlerinde en doğrusu, Longfellow adında bir ecnebinin sözüdür: “Gençlik, insanın başına hayatta bir kere gelir.” Sonra Schiller’in bu yargıyı tamamlayan özdeyişi: “Gençliğimizin rüyalarından ayrılmayız.” Yaşlılığın faziletlerini anlatan sözleri düşünmek içinse henüz çok erken. Benim gibi kırkına dayananların yapacağı, yılların geçişini adamakıllı yavaşlatmak olur bundan sonra. Gençliğin rüyalarını uzatabildiği kadar uzatmak.
1.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Benzetme B) Tanık gösterme C) Örnekleme
D) Öyküleme E) Betimleme
Trenler; öğrencileri, ziyaretçileri, vakit geçirmek için trenleri seçen aylakları istasyondan istasyona taşır durur. Bir dostumun kitabında anlattığı minik öyküde olduğu gibi Nazilli’den sıcacık simitler alıp Köşk’teki akrabalarına ikindi çayına giden insanlar vardır. Ve o insanlarla biletçiler, gişeciler arasında çoktan hakiki bir dostluk kurulmuştur. Tren yolu adamları gibi tren yolcuları da birbirine benzer, birbirinin halinden anlarlar. Hiç acelesi yokmuş gibi davranan bu insanların yüzlerinde, zamanın yavaş aktığı Anadolu topraklarının huzuru vardır.
2.Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Öykülemeden yararlanılmıştır.
B) Karşıt anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
C) Doğadan doğaya aktarmaya başvurulmuştur.
D) Somutlamaya yer verilmiştir.
E) Özel isimlerden yararlanılmıştır.
İdeallerinin kurbanı bir adam olan emekli öğretmen Nazım ile türkü söylemek sevdasıyla acıların ortasına düşmüş bir kadının hayatını kesiştiren “Gönül Yarası” adlı filmi seyrettim geçen hafta. Filmde kadın, hastalıklı bir sevda ile kendisine tutkun eski kocasından kaçıyor. Türkülere sarılıyor, türkü söyleyince mutlu oluyor, unutuyor acılarını. Adam, hayallerinin önünde açtığı uçurumlarda kayboluyor. Birbirlerine tutunup yaşamın kıyısında bir yol arıyorlar.
3.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleme B) Benzetme C) Örnekleme
D) Karşılaştırma E) Tartışma
Çoğu kimse için sıradan, gündelik zaruretlerden biri olan uyku, yıllarını yarım yamalak kestirmelerle geçiren biri için, öncelik sıralamasında en değerli varlıkla, yâr ile aynı sırayı paylaşıyor. Bir meçhul şairin, hoş bir espri ile dillendirdiği ve hasret duyulan ikili olan “yâr ve uyku”, şüphesiz bu şairin düzenli bir yaşama ve aile ortamına duyduğu hasretin sembollerinden başka bir şey değildi.
4.Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Örneklemeye başvurulmuştur.
B) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
C) Yineleme (ikileme) kullanılmıştır.
D) Nitelik bildiren sözcükler vardır.
E) Öznel nitelik taşıyan cümlelere yer verilmiştir.
Öğretmenlerin sahip olmaları gereken davranışlar geçmişten günümüze öğretmen yetiştirme çalışmalarının geleneksel ko-nularından biri olmuştur. Öğretmenliğin bir bilim mi, sanat mı olduğu farklı çevreler tarafından uzun zamandır tartışılmaktadır. Her iki görüş de taraftar bulmaktadır. Öğretmenliği sanat olarak görenlere göre, öğretmenlikte yetenek, sevgi, yaratıcılık ve ilham gibi nitelikler önem kazanmaktadır. Öğretmenliği bilim olarak görenlere göre ise bilgi ve beceri önem kazanmaktadır.
5.Bu parçanın anlatımında aşağıda verilenlerin hangisinden yararlanılmıştır?
A) Benzetme B) Tanık gösterme C) Karşılaştırma
D) Örneklendirme E) Tanımlama
Yusuf Ziya Ortaç şiire aruzla başladı. Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi, bu türün başarılı örneklerini verdi. “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak ünlendi. Şiirleri Türk Yurdu, Servet-i Fünun ve Büyük Mecmua’da yayımlandı. Akbaba dergisinde akıcı bir dille, rahat okunur bir tarzda yazdığı fıkralarında siyasal mizahın özgün örneklerini verdi. Şiir ve gülmece yazılarının yanı sıra roman, öykü ve oyunlar da yazdı.
6.Yukarıdaki paragrafın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Açıklama B) Betimleme C) Tartışma D) Öyküleme E) Karşılaştırma
Bir, İstanbul Boğazı’nın kıyısınca dizilmiş, o küçücük, zarif vapur iskelelerine, bir de Anadolu’nun kuş uçmaz kervan geçmez yalnız ve terk edilmiş bozkırlarına serpilmiş tren istasyonlarına bakar bakar doyamam. Mütevazı mimarilerine, küçük, tertemiz ve şık yapılarına ve sakin, huzurlu atmosferlerine aldanıp insanın buralarda yerleşip kalıveresi gelir. Vapur iskeleleri, gölgesini denizin mavisine düşürmüş, eski zamanların hatıralarına dala çıka nazlı bir kuğu gibi bekler beni. Tren istasyonları ise mimarileri, insanların hayatında işgal ettikleri anlam ve bu mekanlarda yaşayanların öyküleriyle adamakıllı dokunaklı bir yer edinmiştir bende.
7.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?
A) Kişileştirme B) Öyküleme C) Betimleme D) Benzetme E) Örnekleme
8.Aşağıdakilerden hangisi, anlatımda başvurulan yöntem bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Yaratma; yeni, güzel bir eser ortaya çıkarma değildir de nedir?
B) Sanat sadece içinde yaşadığımız çağın olaylarını anlatmaz, öyle olsaydı tarihten hiçbir farkı kalmazdı.
C) Hemen tüm öykülerinde Anadolu insanını, onların yaşadığı sorunları ele aldı bu yazarımız.
D) Şiir, hiç şüphesiz sadece küçük mutlulukları, güzellikleri anlatacak değildir; onun daha büyük hedefleri olmalıdır.
E) İstediğiniz sonuçlar yönünde ne kadar emek verirseniz hiç kuşkusuz bu sonuçları elde etme şansınız o kadar artacaktır.
Yeni bir fikirle eski fikirler arasındaki benzerlik çok az da olsa, “aynısı işte” damgasını vurmamız doğal bir eğilimdir adeta. Zaten bu yüzden yeniliklere gereken dikkat gösterilmiyor. Halbuki her türlü aşırılıktan kaçarak, soğukkanlılıkla yeni fikirleri değerlendirmek, zihindeki taş gibi paradigmaları biraz ufalamak daha mantıklı değil mi?
9.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Tartışma B) öyküleme C) Betimleme D) Karşılaştırma E) Açıklama
Zekanın yeterli olduğu görüşü, eğitim sistemimizdeki handikaplardan biridir. Zeki olanlara yardım etmeye gerek duymayan, onlara nasıl düşünülmesi gerektiğini öğretmeyen insanlar,parlak olmayan öğrencilere de hiçbir şey öğrenemeyeceği peşin hükmüyle onları da düşünme kabiliyetinden mahrum etmişlerdir. Halbuki düşünmeyi bilen; fakat parlak gözükmeyen bir öğrenci, dehâ derecesinde zekâya sahip olan; fakat düşünme kabiliyeti gelişmemiş bir öğrenciden, hayatta çok daha başarılı olabilir. Zira hayat, bilenlerden çok anlayan ve anladığını eyleme döken insanlara gülümser.
10.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri ağır basmaktadır?
A)Öyküleme – betimleme B)Benzetme – tartışma C)Tanık gösterme – tanımlama
D)Örnekleme – açıklama E) Tartışma – karşılaştırma
Bir işin erbabı olmak hiç de sanıldığı kadar kolay değildir; hele hele şair olmak, kanaatimce en zor iştir. Öyle üç beş şiir yazmakla, birkaç kitap çıkarmakla olacak bir iş değildir şair olmak. Belli başlı özellikleri şahsiyetimizde bulundurmadan, ilk başta da dil ve kelimeler üzerinde çalışma azmine sahip olmadan şair olamayız; olsak olsak kimse alınmasın ama müteşair oluruz.
11.Yukarıdaki paragrafın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Açıklama B) Betimleme C) Tartışma D) Öyküleme E) Karşılaştırma
İyona bir kızak sürücüsüdür. Kıt kanaat geçinir. Yardımcısı olan oğlu, humma hastalığına yakalanır ve ölür. Ama o, kışın dondurucu soğuğunda çalışmak zorundadır. İçini yakan derdini dökmek için kızağına binen her müşteriye açılmak ister. Ancak ölen kendi oğlu, acı da kendi acısı olduğu için anlattıkları müşterilerin bir kulağından girer diğer kulağından çıkar.
12.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden yararlanılmıştır?
A)Açıklama B)Öyküleme C)Tanık gösterme D)Karşılaştırma E)Tartışma
Faruk Duman, yüzeyden okumayla başka türlü, derin okumayla başka türlü görünen, okundukça iç anlamlarını kat kat açan, kuşaktaşlarından bambaşka, farklı öyküler yazıyor, ilk kitabı “Seslerde Başka Sesler”de kendine özgü dil ve biçim tutkusuyla şaşırttığı okuru, “Av Dönüşleri” ve “Nar Kitab”nda yaratıcılığını merkezkaç alanı içinde tutmayı başardı. O, yarattığı buğulu atmosferi okura öylesine etkileyici bir biçimde yansıtıyor ki yazar ve okur bu öykülerde kendi gerçekliklerinden apayrı bir yazınsal çekim içinde buluşuyor. Bence bu da onu diğer yazarlardan farklı kılıyor.
13.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri kullanılmıştır?
A)Tartışma, karşılaştırma, örnekleme
B) Öyküleme, tanık gösterme, benzetme
C) Açıklama, tanık gösterme, örnekleme
D) Tartışma, benzetme, alıntılama
E) Açıklama, karşılaştırma, tanımlama
Gökyüzü duru ve aydınlıktı. Korkuyla etrafına bakındı. Ahşap evlerin tahtaları arasından sızan güneş ışıklarında cilveleşen güvercinleri gördü. Kimi kahkahalarla top kovalayan, kimi büyük bir ciddiyetle su birikintilerinde kâğıttan gemiler yüzdürerek korsancılık oynayan, dizleri yaralı umursamaz çocuklar arasından geçtikçe, korkusu buharlaşıp yok oldu. Yürüdükçe sokakları, tepeyi, tepeye varan patikayı gördü. Deve dişini andıran patika yoldan tepeye çıkmaya koyuldu.
14.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Benzetme sanatına yer verme
B) Çeşitli duyulara seslenme
C) Gözlem gücünden yararlanma
D) Tanık gösterme
E) Öykülemeye başvurma
Balkondaki beyaz masanın üstündeki cam tabakta üç çeşit meyve var: Üzüm, armut ve şeftali. Taneleri ince, çekirdek-siz İzmir üzümü, ağzımda tatlı bir serinlikle eriyor. Soyulmuş ve dilimlenmiş armuda çelik çatalı batırınca, çıkan sesten armudun çok sulu olduğunu anlıyorum. Sulu olmasına rağmen mayhoş bir tadı var. Sıra, dilimlenmiş şeftalilerde. Bir dilim şeftali, kadifemsi bir uyum ve bal tadıyla ağzımda dağılırken benim aklım hâlâ üzümlerin hararet dindiren serinliğinde.
15.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama B) Tartışma C) Karşılaştırma D) Öyküleme E) Betimleme
Bazı eşyalarım vardı, onları önce atmaya kıyamayıp tavan arasına kaldırdım. Yıllar akıp geçtikten sonra bir gün, artık hayal meyal hatırladığım ve işime yarayacağına inandığım bir şeyi aramak için paslanmaya yüz tutmuş kilidini açtım tavan arasının. Uzun bir ömre ait bütün eski eşyalarımı orada buldum; güzel ve çirkin, neşeli ve üzgün… Hemen bir şeyi alıp çıkmak için alelacele girdiğim bu yarı aydınlık ve tozlu mekân, her neye el atsam beni, gülümseyen bir çehreyle karşıladı ve hiç farkına varmadan bende uzak hatıraların lezzetini bırakarak zamanımı hızla eleyip geçti.
16.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A)Öyküleme – tartışma B) Açıklama – betimleme
C)Öyküleme – betimleme D)Betimleme – tartışma
E) Öyküleme – açıklama
Çingenelerin en ünlü müzik grubu Gipsy Kings, Türkiye’ye geliyor. 28 Ağustos’ta İstanbul’da konser verecek olan grup, Flamingo müziğini dünyaya sevdirmesiyle tanınıyor. Fransa’nın güneyindeki Montpellier ve Arles bölgesinde doğan grup üyeleri, Reyes ve Baliarda ailesinin çocuklarıdır. Kurulduğu günden bu yana grup 12 albüm, 2 görsel çalışma ve 32 single çalışması yaptı. Grup, tüm dünyada 20 milyonu geçen albüm satışı rakamlarıyla benzer türdeki hiçbir grubun yakalayamayacağı bir başarıya ulaştı.
17.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A)Özel adlardan yararlanmaya
B)Nesnel anlatıma
C)Karşılaştırmalara
D)Bilgi verici cümlelere
E) Benzetmeden yararlanmaya
Bizde anlam ve özelliği anlaşılmayan meselelerden biri, belki de başlıcası eleştiridir. Eleştiriyi basit bir şeymiş gibi görmek hemen hepimize has bir kusurdur, içimizden biri herhangi bir konuda söz söylediğinde hemen: “Eleştiri yapıyorum!” der. Bu anlayış yanlıştır ve düzeltilmesi gerekir. Oysa eleştiri öyle sıradan bir şey değil, sanatkârların en candan yardımcısıdır. Eleştirmen de seçkin bir insandır ve herkesten daha iyi bilir, daha isabetli görüşlere sahiptir. Sanat için, eser için duygularını düşüncelerine feda eder.
18.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme B) Karşılaştırma C) Tartışma D) Öyküleme E) Açıklama
Bayburt’a gidiyoruz. Şair Zihnî’nin memleketine. Yergiye ve yurt sevgisine şairlik yapanın şehrine. On sekiz senelik ilk gurbetten sonra “Mevlam izin verdi geldik vatana” diye sevinen ve “Var mı cihanda âdeme vatan gibi” diye yurdunu seven adamdı o. Kıymetli biriydi; fakat hem dürüst hem de sözünü sakınmaz biri olduğu için memleket memleket dolaşmak zorunda kalmıştı.
19.Bu parçada yazar, düşünceyi geliştirmek için aşağıdakilerden hangisine özellikle başvurmuştur?
A)Alıntı yapma B)Tanımlama
C) Sayısal verilerden yararlanma D) Benzetme
E) Karşılaştırma
Çiçeği burnunda bir öğretmendim. Anadolu’nun küçük, şirin mi şirin ama ulaşımı zor, kuytu bir ilçesine atanmıştım. Evim bir üzüm bağının ortasında, ceviz ağaçlarının gölgesindeydi. Belki inanmayacaksınız ama bülbül sesleriyle uyanırdım. Sabah ezanından önce bülbüllerin şarkılarını dinlerdim. Sabah kahvaltıma penceremden uzanarak aldığım salkım salkım üzümlerle başlardım.
20.Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)Karşılaştırmadan yararlanıldığı
B)Kişileştirme yapıldığı
C)Birinci kişinin ağzından anlatıldığı
D)Öykülemeye başvurulduğu
E) İkilemelerin kullanıldığı
YANITLAR
1. | B | 11. | C |
2. | B | 12. | B |
3. | A | 13. | A |
4. | A | 14. | D |
5. | C | 15. | E |
6. | A | 16. | C |
7. | E | 17. | E |
8. | C | 18. | C |
9. | A | 19. | A |
10 | E | 20 | A |
* Kimi sorularda içerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…