Perşembe , Kasım 21 2024
Flaş Haber

NOKTALAMA İŞARETLERİ

Yazıda karışıklıkların önüne geçmek, yanlış okumayı önlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, cümlenin yapısını ve duraklama yerlerini belirlemek, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek için kullanılan işaretlere noktalama işaretleri denir.
Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru, ünlem, tırnak işaretleri, ayraç ve kesme ait oldukları sözcüklere bitişik olarak yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden sonra bir harf boşluğu ara verilir.
Yazıdaki trafik işaretleri olarak da tanımlayabileceğimiz noktalama işaretleri şunlardır:

NOKTA ( . )

Hüküm, yargı bildiren,soru ve ünlem anlamı taşımayan, tamamlanmış cümlelerin sonuna konur:

Türk’üm,
Okul açıldı.
Artık anadili büsbütün işitilmez olmuştu.

Bazı kısaltmaların sonuna konur:
Prof., Doç., Dr., İst., s., vb., Cad., Sok., Alm., Ar., Far., Fr., ing.,T.C

Nokta kullanılmayan kısaltmalar:
TBMM, TDK, D, B, K, G, KB, GB, KD, GD (sekizi de yön),
m, cm, g, kg, l, C, Fe

Sayılardan sonra sıra belirtmek için “-nci” ekinin yerine kullanılır:
80. yıl kutlamaları, mhuriyet’in 85. yılı, yılın 365. günü
IV., II. Mehmet, XX. Yüzyıl

Üçlü gruplara ayrılan sayılar arasına konur:

12.584.000, 325.355.254

Tarihlerde gün, ay ve yıl rakamlarının arasına konur.
18.09.1980, 15.07.1981, 23.01.1986…

Ay adları harfle yazılırsa nokta kullanılmaz:
18 Eylül 2009, 23 Ocak 1986, 15 Temmuz 1981

Bibliyografyada her künyenin sonuna konur:
Agâh Sırrı Levent, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, Ankara 1960.

Matematikte çarpı işareti yerine konur:
1.5 = 20

NOT:Cümle parantez içerisinde verilen bir bilgiyle tamamlanmışsa nokta parantezden sonra konur:
Necip Fazıl’ın en benine yapıtı “Çile”dir ( Büyük Doğu Yay.) .

ÖRNEK SORU:

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde noktalama yanlışı yoktur?

A) Sevinç 15.Temmuz.1981’de doğmuştu.
B) Sanatçının şiirlerinin yer aldığı son yapıtı “Gönül den Damlalar”dı. (İst.2005)
C) T.B.M.M’nin bahçe düzenlemesi yenilenecekmiş.
D) Kardeşleriyle son kez bir araya gelmişlerdi.
E) Ceza Kanunu’nun 13.üncü maddesi de değişti

ÇÖZÜM: A’da “15.Temmuz. 1981” deki noktalar kullanılmamalıydı. B’de “..Damlalardı.” nokta parantezden sonra kullanılmalıydı. C’de “T.B.M.M” kısaltmasınadaki noktalar kullanılmamalıydı, E’de “13.üncü” deki nokta yerine kesme işareti kullanılmalıydı. D’de herhangi bir yanlışlık yoktur.     CEVAP: D

VİRGÜL ( , )

1. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli sözcük ve söz öbeklerinin arasına konur:
Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller karşımda duruyordu.
Zindana atılan mahkûmlar gibi titreşerek, haykırarak geri geri kaçmaya uğraşıyorduk.

2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:
Umduk, bekledik, düşündük.
Fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez.

3. Cümlede özel olarak vurgulanması gereken öğelerden sonra konur:
Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktai nazardan istifade ederiz. (Mustafa Kemal Ata-türk)

4. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan öğeleri belirtmek için konur:
Atatürk, sporcunun zeki ve çevik olanını çok severdi.

5. Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur:
Niyazi, dershanenin en sevilen öğrencisi, KPSS’ de birinci olmuş.

6. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan sözcükler arasına konur:
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim)

7. Tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerinden sonra konur:
Sizlere çok güzel börek yapacağım, dedi.

8. Konuşma çizgisinden önce konabilir:
Bahçe kapısını açtı Soner Bey’e,
-Bu anahtar köşkü de açar, dedi.

9. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, baş üstüne, öyle, haydi, elbette gibi sözcüklerden sonra konur:
Peki, gideriz.
Olur, ben de size katılırım.
Hayhay, memnun oluruz.
Haydi, geç kalıyoruz.

10. Bir sözcüğün kendisinden sonra gelen sözcüğe veya söz öbeğiyle yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önlemek için kullanılır:
Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.

11. Hitap için kullanılan sözcüklerden sonra konur:
Efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir. (Mustafa Kemal Atatürk)
Sevgili Kardeşim,
Değerli Arkadaşım,

12. Sayıların yazılışında, kesirleri ayırmak için konur:
36,6 (otuz altı tam, onda altı)

13. Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra konur:
Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1938

Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:
Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958.

NOT: Metin içinde “ve, veya, yahut” bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz:
Ben Atatürk’le üç veya iki defa karşılaştım.

NOT: Metin içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz:
Hem gider hem ağlar.
Ne kız verir ne dünürü küstürür.

NOT: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlacından sonra virgül konmaz:
İmlamız, lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzelecek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil!

NOT: Şart ekinden sonra virgül konmaz:
Gör gözlerinle de aklın yatarsa anlatıver millete.

NOT: Metin içinde –ınca / -ince anlamında zarf-fiil görevinde kullanılan mı / mi ekinden sonra virgül konmaz:
Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense.

NOT: Metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş sözcüklerden sonra virgül konmaz:
Şimdiye dek, ben kendimi bildim bileli kimse Değirmenoluk köyünden kaçıp da başka köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi.

ÖRNEK SORU:
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde noktalama yanlışı yoktur?

A) Sarı,uzun,ipeksi,bir saça sahipti Sergül.
B) Onunla iki,veya üç kez bu konuyu uzun uzun tartışmıştık.
C) Haydi,geç kalacağız sinemaya.
D) Kapıy açıp, hiçbir şey söylemeden içeriye girdi.
E) Ne kızı verdi, ne dünürü küstürdü Niyazi amca.

ÇÖZÜM: A’da “…ipeksi,bir” sözlerinden biri niteleme (ipeksi) diğeri belirtme (bir) sıftıdır; aralarına virgül konmaz.. B’de “vaya” bağlacından önce virgül konulmaz.D’de “açıp” sözünde yer alan”-ip” li bağfiilden sonra virgül kullanılmaz. E’de“ne..ne” bağlacı kullanılmılş, cümle içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz:C’de herhangi bir yanlışlık yoktur.      CEVAP: C

 

NOKTALI VİRGÜL ( ; )

Aralarına şekil ve anlamca ilişki bulunan, birbirine bağlaçsız bağlanan ve aralarındaki duraklama olan cümlelerin arasına konur:
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür şan kalır. (Bu cümlele-rin arasına nokta konabilirdi, ama duraklama kısa olduğu için noktalı virgül konmuş.)
Gitmemiz gerekiyor; bekleyenler var. (çünkü)

İki cümleyi birbirine bağlayan “ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak ne var ki, ne yazık ki, çünkü, yoksa, bundan dolayı, binaenaleyh, sonuç olarak, bununla birlikte” gibi bağlaçlardan önce konur:
Olanları anladım; ama iş işten geçmişti.
Çok söylüyorum; fakat söz dinlemiyor.
İnsan yalanı bilmeyerek okur; ama, yalan olduğunu bildikten sonra gene okumak ister mi?

NOT: Sıralı cümleler arasına giren bu bağlaçlar-dan önce nokta, virgül ya da noktalı virgül koyup koymamak yazara göre değişebilen bir üslûp özelliğidir.

Virgüllerle ayrılmış tür veya takımları, farkı bölümleri ve örnekleri birbirinden ayırmada kullanılır:
Erkek çocuklarına Niyazi, Rıfkı, Haşmet; kız çocuklarına ise Dürdane, Düriye, Pakize adlarını verirler.

Virgülle ayrılmış örnekleri farklı örneklerden ayırmak için kullanılır:
Kavun, karpuz, kelek; lâhana, pırasa, ıspanak; bisküvi, kraker, çikolata…

Öğeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için bu sıralı cümleler arasına konur:
Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum.
İster inan, ister inanma; aynen dediğim gibi oldu.

İçerisinde birden fazla virgül kullanılmış cümlelerde öznenin kendinden hemen sonra gelen öğelere karışmamasını sağlamak için kullanılır:
Niyazi; Kenan, Hulusi ve Haşmet’le yaşıt sayılır.

Cümle içerisindeki açıklamalardan önce kullanılır:
Akşama dek hiç durmaksızın çalışmıştı; çok yorgundu.

ÖRNEK SORU:

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde noktalama yanlışı yoktur?

A) Acele etmemiz gerekiyor, tren kalkacak .
B) Çok söylüyorum, fakat söz dinlemiyor.
C) İster inan bana, ister inanma, aynen dediğim gibi oldu.
D) Niyazi, Kenan, Hulusi ve Haşmet’le yaşıt sayılır.
E) Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.

ÇÖZÜM:   A’da “…gerekiyor” dan sonra noktalı virgül kullanılmalıydı .(Aralarına şekil ve anlamca ilişki bulunan, birbirine bağlaçsız bağlanan ve aralarındaki duraklama olan cümlelerin arasına konur.). B’de “fakat” bağlacından önce noktalı virgül kullanılmalıydı. C’de “aynen” sözünden önce noktalı virgül kullanılmalıydı (Öğeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için bu sıralı cümleler arasına konur.). D’de“Niyazi” sözcüğünden sonra noktalı virgül kullanılmalıydı (İçerisinde birden fazla virgül kullanılmış cümlelerde öznenin kendinden hemen sonra gelen öğelere karışmamasını sağlamak için kullanılır.).E’de herhangi bir yanlışlık yoktur.
CEVAP: E

 

İKİ NOKTA ( : )

Açıklama yapılacak yerlerde kullanılır:
Sıfat: İsimlerden önce gelerek onların nitelik ve niceliklerini bildiren sözcüklerdir.
Bu işin en sağlam yolu şudur: Bildiğinden şaşmamak.

Bir cümleden sonra alıntı bir cümle geliyorsa veya bir söz naklediliyorsa iki nokta kullanılır:
Çocuk merakla sordu: “Bana ne getirdin?”
O, başarının sırrını tek sözcükle açıklar: Azim

Kendisinden sonra örnek verilecek cümlelerin sonuna konur.
Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bazıları şunlardır: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul…

Karşılıklı konuşmalarda kimin konuşacağı belirtildikten sonra iki nokta konur:
-Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
Ziraatçi sayar:
-Yulaf, pancar, nohut, mercimek…

Kütüphanecilikte yazar ve yapıt adı arasına konur:
Yahya Kemal Beyatlı: Kendi Gök Kubbemiz

Ses biliminde uzun okunması gereken ünlüden sonra kullanılır:
a:ile, ceva:hir, di:nen, ka:til, i:cat…

UYARI:

İki noktadan sonra bağımsız bir cümle geliyorsa bu cümle büyük harfle başlar; art arda örnekler sıralanıyorsa ilk örnek küçük harfle başlar:
Tam kapıdan çıkmak üzereyken sordu: Akşam erken gelecek misin?
İnsan üç şeye benzer: ağaca, suya ve rüzgâra

NOT: İki nokta kullanılmış cümleler bazen aynı sözcükler kullanılarak ama iki nokta kullanılmadan da kurulabilir:
Çocuk merakla sordu: “Bana ne getirdin?” > çocuk merakla, bana ne getirdin, diye sordu vb.

Genel Ağ adreslerinde kullanılır:
http://www.kokenler.tr.gg
http://www.sayfaakademi.com.tr

ÖRNEK SORU:
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde noktalama yanlışı yoktur?

A) Ad, varlıkları ve kavramları karşılama görevi üstlenen sözcüktür.
B) Torunum daha kapıdan girer girmez sordu; “Bana ne getirdin dede?”
C) Şu üç şeyi hiçbir zaman unutmayın; onur, gurur ve sevgi.
D) Babam, başarının sırrını tek sözcükle açıklar: Çalışmak.
E) Masanın üzerinde birçok şey vardı, börek, çörek, kek…

ÇÖZÜM: A’da “Ad” dan sonra iki nokta kullanılmalıydı ( Açıklama yapılacak yerlerde kullanılır). B’de “sordu” dan sonra iki nokta kullanılmalıydı (Bir cümleden sonra alıntı bir cümle geliyorsa veya bir söz naklediliyorsa iki nokta kullanılır). C ve E’de’de “unutmayın” sözünden sonra iki nokta kullanılmalıydı (Açıklama yapılacak yerlerde kullanılır.). D’de herhangi bir yanlışlık yoktur.      CEVAP: D

 

ÜÇ NOKTA ( … )

Art arda örneklerin sırlandığı cümlelerde benzer örneklerin sürdürülebildiğini ifade etmek için cümle sonunda kullanılır. Bu amaçla cümle sonunda kullanılabileceği gibi cümle içinde de kullanılabilir:
Fiillerin bazıları isimlerden türemiştir: başlamak, suçlamak, incelmek, çoğalmak…

Bitmemiş veya bitirilmemiş cümlelerin sonuna konur. Bazılarında okuyucunun cümleyi zihninde tamamlaması beklenir:
Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz!
Onu bir defacık görebilmek için nelere katlanmazdım ki…
El elin eşeğini elbette türkü söyleyerek arar. Hele eşek zorla aranıyorsa…

Söylenmek, belirtilmek istenmeyen ve kaba sayılan, söylenmesi ahlâken çirkin görülen sözcüklerin yerine konur:
Olaya… Bey’in oğlunun da adı karışmış.
Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz.

Herhangi bir metinden alınan cümlenin öncesi ve sonrası olduğunu, aralarda da alınmayan kısımlar olduğunu belirtmek için kullanılır:
“…Annelerinin esvaplarını kızlar giyer, büyükannelerinin mücevherlerini torunlar takardı. Sırmalı çedik pabuçlar, kırmızı feraceler… Ah hele kırmızı feraceler… Baharın yeşil çimenleri üzerinde, seyir yerlerin-de kadınlar tıpkı birer gelincik çiçeği gibi parlarlardı…”
(Bahar ve Kelebekler; Ömer Seyfettin)

NOT: Bu görevdeki üç nokta yay ayraç içerisinde de konabilir.

Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:
Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:
-Koca Ali… Koca Ali, be’ (Diyet)

Karşılıklı konuşmalarda yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır:
-Yabancı yok!
-Kimsin!
-Ali…
-Hangi Ali?
-…

ÖRNEK SORU:

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde noktalama yanlışı vardır?

A) Ad soylu sözcükler :ad, sıfat, zamir, zarf…
B) Seninle beş dakika daha geçirebilmek içi neler vermezdim ki…
C) Bunu sana … Niyazi mi anlattı?
D) Şimdi İstanbul’da olsaydım…
E) Masanın üzerinde üç şey vardı: kalem, defter, kitap…

ÇÖZÜM:A,B,C,D’de herhangi bir noktalama yanlışı yoktur;ancak E’de “kitap” sözcüğünden sonra nokta kullanılmalıydı.   CEVAP: E

SORU İŞARETİ ( ? )

Soru anlamı taşıyan cümle ve sözcüklerden sonra kullanılır:
Soruları cevapladınız mı?
Nasıl bir kitap aramıştınız?
Nasıl?
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Cevabı zaten içinde olan soru cümlelerinde de soru işareti kullanılır:
Haksız mıyım? Liderler içinde Atatürk gibisi var mı?

İçinde soru sözcükleri veya soru eki bulunan ama anlamca soru cümlesi olmayan cümlelerde soru işareti kullanılmaz:
Kaça aldım, şimdi hatırlamıyorum.

Bazı cümleler de soru sözcüğü barındırmadığı hâlde soru cümlesidir. Bunlar soru işareti ile biter. Bu cümlelerin soru anlamı vurgu ve tonlama ile belirtilir:
Yaşınız?
Gördün?

Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığı durumlarda yay ayraç içinde kullanılır:
Ankara’dan Konya’ya 1,5 (?) saatte gitmiş.
1496 (?) yılında doğan Fuzuli…

Bilinmeyen yer, tarih vb. durumlar için kullanılır:
Yunus Emre (1240?-1320), (Doğum yeri: ?), (?- 1120)

NOT: mı / mi eki –ınca / -ince anlamında zarf-fiil işleviyle kullanıldığında soru işareti konmaz:
Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karadı mı eve gideriz.

NOT: Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?

Soru eki soru anlamı katmıyorsa, zaman anlamı katıyorsa soru işareti de kullanılmaz:
Hele bir de karların eriyip sularının akması yok mu.

 

ÖRNEK SORU:

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde noktalama yanlışı vardır?

A) Burayı kolay bulabildiniz mi?
B) Neydi bütün bu çektiklerimiz?
C) Nerede unuttum kalemimi, hiç anımsamıyorum?
D) Baban geldi mi Altınpark’a gideriz hep beraber?
E) Dedem 1863(?) ilkbaharında Seyitgazi’ye yerleşmiş.

ÇÖZÜM: A,B,C,E’de herhangi bir noktalama yanlışı yoktur;ancak D’de mi eki -ince anlamında zarf-fiil işleviyle kullanıldığından cümlenin sonuna soru işareti konmaz:       CEVAP: D

 

KESME İŞARETİ ( ‘ )

1. Aşağıda sıralanan özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır:
a. Kişi adları, soyadları ve takma adlar:
Atatürk’üm, Fatih Sultan Mehmet’e, Kâzım Karabekir’i, Yunus Emre’yi, Ziya Gökalp’tan, Namık Kemal’se.

NOT: Sonunda p,ç,t,k ünsüzlerinden biri bulunan Çelik, Çiçek, Mehmet, Murat, Yiğit, Bosna-Hersek, Sinop, Zonguldak gibi özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme işaretine rağmen son ses yumuşatılarak söylenir.

NOT: Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan sonra konur:
Yunus Emre (1240?-1320)’nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)’nin.
Ancak cins isimler için yapılan açıklamalarda yay ayraçtan sonra doğal olarak kesme işaretine gerek yoktur: İmek fiili (ek fiil) nin geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.

NOT: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.

b. Ulus, boy, oymak adları:
Türk’üm, İngiliz’den, Oğuz’un, Karakeçili’nin

c. Devlet adları:
Türkiye Cumhuriyeti’ni, Osmanlı Devleti’ndeki, Azerbaycan Cumhuriyeti’nden.

d. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar:
Allah’ın Tanrı’ya, Zeus’u.

e. Kıta, deniz, nehir, göl, dağ, boğaz, geçit, yayla; ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde sokak vb. coğrafyayla ilgili yer adları:
Asya’nın, Marmara Denizi’nden, Meriç Nehri’ne, Van Gölü’ne, Ağrı Dağı’nın, Çanakkale Boğazı’nın, Zigana Geçidi’nden, Türkiye’dir, Doğu Anadolu’ya, Eskişehir’e, Ziya Gökalp Bulvarı’ndan

NOT: Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işareti kullanılır: Hisar’dan, Boğaz’dan

f. Gök bilimiyle ilgili adlar:
Jüpiter’den, Venüs’ü, Halley’in, Merih’e, Büyükayı’da, Yedikardeş’ten, Samanyolu’nda.

g. Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. adları:
Dolmabahçe Sarayı’nın, Çankaya Köşkü’ne, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Ankara Kalesi’nden, Bilge Kağan Abidesi’nde, Çanakkale Şehitleri Anıtı’na.

h. Kitap, dergi gazete ve sanat eseri (tablo, heykel, müzik vb.) adları:
Nutuk’ta, Safahat’tan, Kiralık Konak’ta, Sinekli Bakkal’ı, Hürriyet’te, Resmi Gazete’de, Onuncu Yıl Marşı’nı, Yunus Emre Oratoryosu’nu,

i. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge adları: Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Medeni Kanun’un, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’nin.

j. Hayvanlara verilen özel adlar:
Sarıkız’ın, Karabaş’a, Pamuk’u, Minnoş’tan.

NOT: Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik, sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu Kanun’un 17. maddesinin c bendi… Yukarıda adı geçen Yönetmelik’in 2’nci maddesine göre… vb.

NOT: Kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına, Sayfa Akademi Müdürlüğüne

NOT: Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hıristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkçen, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hıristiyanlıktan

2. Kişi adlarından sonra gelen saygı sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur: Nihat Bey’e, Ayşe Hanım’dan, Mahmut Efendi’ye, Enver Paşa’ya vb.

NOT: Unvanlardan sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Cumhurbaşkanınca, Başbakanca, Türk Dik Kurumu Başkanına göre vb.

3. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur: TBMM’nin, BM’de, ABD’de, TV’ye.

NOT: Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işareti kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin ve üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır: vb.leri, Alm.dan, İng.yi; cm3e (santimetre küpe), m2ye (metre kareye)

4. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: 1985’te, 8’inci madde, 2’nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik
1919 senesi Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktı.

NOT: Akım, çağ ve dönem adlarında sonra ge-len ekler kesmeyle ayrılmaz:
Eski Çağın, Yükselme Döneminin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına.

5. Şiirde seslerin ölçü dolayısıyla düştüğünü göstermek için kesme işareti kullanılır:
Düştü n’ola sevdiğimin yurduna
Karacaoğlan der ki…

6. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur:
a’dan z’ye kadar, b’nin m’ye dönüşmesi,
Türkçede – lık’la yapılmış sözcükler…

ÖRNEK SORU:

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde noktalama yanlışı yoktur?

A) Yunus Emre (1240?-1320) nin şiirleri evrenseldir.
B) Devrek, Ağrı Dağının eteklerinde kurulmuş bir köydü.
C) Niyazi Efendiye de olayı anlattınız mı?
D) Ankara’daki Çorum’lular bu mahallede oturuyormuş.
E) Başbakan BM’nin davetlisi olarak Amerika’ya gitti.

ÇÖZÜM: A’da parantezden sonra,B’de “Ağrı Dağı” sözcüğünden sonra,C’de “Niyazi Efendi” sözcüğünden sonra kesme işareti kullanılmalydı,;D’de “Çorumlular” sözcüğünde kesme işareti kullanılmamalıydı (Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz.). E’de herhangi bir noktalama yanlışı yoktur.         CEVAP: E

 

TIRNAK ( “ )

Başka birinin yazısından veya sözünden, hiç değiştirilmeden yapılan aktarmalar tırnak içinde gösterilir. Alıntı cümle (ler), büyük harfle başlar, noktayla biter. Alıntı cümleye ait olan noktalama işaretleri tırnağın içinde kalır. Asıl cümle de daha bitmediği için küçük harfle devam eder:
Yaşlı kadın, “Yetişin!” diye bağırdı.
Şinasi, Halil Bey’e biraz rahatlık vermiş gibiydi. “Yat-sam, acaba uyuyabilir miyim?” diye düşündü.

Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır.

Cümle içinde özellikle belirtilmek istenen sözcüklerden ve sözler tırnak içine alınır. Bazen tırnak işareti kullanmak yerine bu sözcükler koyu harflerle veya altı çizilerek de yazılabilir. Bunlar cümle değillerse küçük harfle başlarlar:
Birçoğu “edebiyat” kavramını yeni öğreniyordu.
Uzaklık ifade etmek için “ta” kullanılır.

Kitap isimleri ve yazı başlıkları yazıda tırnak içinde gösterilir. Bunlardan sonra kesme işareti kullanılmaz; çünkü tırnak işareti aynı zamanda kesme işaretinin görevini de üstlenir:
Tanpınar’ın tek denemesi, “Beş Şehir” dir.
Faruk Nafiz, “Han Duvarları” nda, Anadolu coğrafyasını ve insanını en güzel şekilde anlatmıştır.

Doğrudan yapılan ve tırnak işareti (“ ”) içinde gösterilen sözlerin içinde başka bir alıntı söz daha varsa bu da tek tırnak işareti (‘ ’) içinde verilir:
Niyazi: “Yolda Haşmet’i gördüm, ‘Yarın sizin sınıfla maç yapalım.” dedi”

Tek tırnak bir de dil yazılarında örnek olarak verilen kelimelerin anlamlarını göstermek için kullanılır:
Göktürk Anıtları’nda geçen budun ‘millet, kavim’, sab ‘söz’, tüketi ‘tamamen’ gibi kelimeler artık kullanılmamaktadır.

 

AYRAÇ ( ( ) )

Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgisi olma-yan, yazının ve sözün aslında olmayıp, sonradan eklenmiş olan açıklayıcı sözcükleri ve söz gruplarını göstermek için kullanılır:
Türk edebiyatının üç kolu da (halk edebiyatı, divan edebiyatı, yeni Türk edebiyatı) büyük farklılıklar gösterir.
Türkçede bazı ekler (-yor, -ken, -leyin, -mtırak, -ki) büyük ünlü uyumu kuralına aykırıdır.

NOT: “yani” ile yapılan açıklamalar yay ayraç içine alınmaz.
Babasından, yani okumasında büyük emeği geçen insandan, daha ne isteyebilirdi ki?

Sözün söylendiği anda olup biteni, konuşanın hare-ketlerini ve durumunu belirtmek için kullanılır. Özellikle tiyatro eserlerinde çokça kullanılır:
İhtiyar : (Yerinden doğrulur.) Şimdi ne olacak?
Kaymakam :(hiddetle) Ne olacak baba… Oğlunun katili ecnebi tebaasıymış…

Alıntıların yapıldığı yapıt ve yazar adı ayraç içinde verilir.

Herhangi bir metinden alınan cümlenin öncesi ve sonrası olduğunu, aralarda da alınmayan kısımlar olduğunu belirtmek için üç noktayla birlikte kullanılabilir:
“(…) Annelerinin esvaplarını kızlar giyer, büyükannelerinin mücevherlerini torunlar takardı. Sırmalı çedik pabuçlar…

Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığı durumlarda soru işaretiyle birlikte ayraç kullanılır:
Bunu iki saatte (?) yapabilir mi?
1946 (?) yılında doğan Fuzuli…

Söze alay etme, hafife alma, küçümseme, inanmama, kinaye anlamları katmak için ünlem işaretiyle birlikte kullanılır:
Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
Gençliğinde 100 metreyi 10 saniyede koşarmış (!).

Yabancı sözcüklerin okunuşları parantez içinde verilir:
Rousseau (Ruso) Fransız edebiyatında romantizmin önemli temsilcilerinden biridir.

ÖRNEK SORU:

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde noktalama yanlışı vardır?

A) Genç bir kız, “Yetişin ! “ diye bağırıyordu.
B) Y.Kadri’nin “Yaban”ı klasiklerimizin başında gelir.
C) I. Dünya Savaşı (1914-1918) yıllarında …
D) B.Borahan (İstanbul Sevinci) yapıtıyla bir anda adını duyuruverdi
E) London (Londra) bu mevsimde bile yağışlıdır.

 

ÇÖZÜM:  A,B,C,E’de noktalama yanlışı yoktur;ancak D’de paran-tez değil tırnak işareti kullanılmalıydı   CEVAP: E

 

ÜNLEM ( ! )

İçinde ünlem ifadesi (haykırış, sevinç, kıvanç, üzüntü, acı, korku, hayret, ürperti, heyecan, nefret vb. ani coşkunluklar) bulunan ve seslenme, hitap ve uyarı bildiren cümlelerden ve sözcüklerden sonra gelir:

Komşular! Babacığım! Hemşehrilerim! Tanrım!
Yazık sana! Hey baksana!
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!
Zamanla nasıl değişiyor insan!

NOT: Ünlem işareti, ünlem ifadesinden hemen sonra kullanılabileceği gibi cümlenin sonunda da kullanılabilir:
Eyvah, geç kaldım! Eyvah! Geç kaldım

NOT: Parantez içinde kullanılan ünlem işareti alay etme, hafife alma, küçümseme, inanmama, kinaye anlamları katar:
İsteseymiş bu kitabı bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş.
Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
Enflasyonun nasıl düşeceğini bilmeyen ekonomi bilginlerimiz (!) var.
Gençliğinde 100 metreyi 10 saniyede koşarmış (!).

KISA ÇİZGİ ( – )

Cümle içindeki arasöz ve ara cümlelerin başına ve sonuna konur:
Bütün bebekler –Aslı hariç- çoktan uykuya dalmışlardı.
Sizinle ilgili her şeyi –gördüğüm ve bildiğim her şeyi-mutlaka yazacağım.

Bir olayın başlangıç ve bitiş tarihleri arasına konur:
İkinci dünya savaşı (1939 – 1945) tam altı yıl sürmüştür.
09.30 – 10.30

Bazı terimlerle kuruluş adlarında kullanılır:
Türk-Yunan ilişkileri.
Sivas-Ankara arası trenle yüz yıldır 12 saatte gidili-yor.
Ural-Altay dil grubu
Soy-dil-din üçgeni…

Rakamlar arasında kullanılarak ila anlamı verir:
3 – 4 kişi
19 – 20 yaşlarında
1 – 7 Aralık 2000 tarihleri arasında

Matematikte çıkartma işareti olarak kullanılır:
458 – 54 = 404

Adreslerde semt ile şehir ismi arasına konur:
Demirlibahçe – ANKARA

Dil bilgisinde fiil kök ve gövdelerini ifade etmede, sözcükleri eklerinde ayırmada, ekleri tek başına göstermede ve sözcükleri hecelemede kullanılır:
oku-, yaz-, gönder-, sevindir-; yaz-dı-k, yol-cu-luk, -de, -i, -ki, ge-le-bi-li-rim

Bazı yabancı sözcüklerde kullanılır:
Sainte-Beuve, by-pass, check-up…

Bilimsel yazılarda, Arapça ve Farsça tamlamalarda ve bazı ibarelerde kullanılır:
Servet-i Fünun, Divanı, Lûgati’t-türk, Aşk-ı Memnu, bülbül-i şeydâ, âteş-perest, vatan-perver, bilâ-ücret, bî-çâre, hokka-bâz, nâmağûb…

Karşılıklı konuşmalarda konuşmanın ve konuşma-cının değiştiğini belirtmek için cümlelerin başında (satır başında) kullanılır.
Konuşma çizgisi de denir.
Şinasi Halil Bey’e baktı ve:
-Bu mektup sana, dedi.
-Bana mı, kimden?

NOT: Oyunlarda uzun çizgi, konuşanın adından sonra da konabilir:
Büyük nine – Okuduğun ne, kızım?
Kız – Bir roman.

Hakkında Hasan Hüseyin KÖKEN

3 Ocak 1958'de Eskişehir Seyitgazi'de doğdu. İlkokul,ortaokul ve Liseyi Eskişehir'de,Yüksek öğrenimini Eskişehir ve İstanbul'da tamamladı.Eskişehir Eğitim Enstitüsü'den 1980'de mezun oldu. 1991'de Anadolu Üniveritesi Açık Öğretim Fakültesi'nde lisans tamamladı.Giresun Bulancak Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1980-1986),Kastamonu Tosya Endüstri Meslek Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği ve Müdür Başyardımcılığı (1986-1990), Sakarya Geyve Alifuatpaşa Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1990-1993), Sakarya Ozanlar Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1993-1995), Sakarya Özel Tansel Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1995-1998), Sakarya Özel Tansel Dershanesi Türkçe Öğretmenliği ve Kurum Müdürlüğü (1998-1999), Ankara Birikim Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (1999-2000), Ankara Bilge 2000 Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (2000-2002), Ankara Çubuk Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (2003-2005), Ankara Seviye Dershanesi -Ankara Polatlı Sistem Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (2005-2007), Ankara Dershanelerinde Türkçe Öğretmenliği, Yöneticilikler. (2007-2011), Kocaeli İzmit American Life MEB Danışmanlığı (2011-...)

Ayrıca Kontrol Et

ÖDEV TESTİ 7

Bugüne kadar çok söyledim ( ) Bende haset yoktur ( ) öyle sanıyorum. Kimsenin ne …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir