Perşembe , Kasım 21 2024
Flaş Haber

ÖDEV TESTİ 6

Karşıdan, beyaz kasketli, yetmiş yaşlarında bir adam,başı örtülü, kendisinden biraz daha genç gösteren altmış yaşlarında gözlüklü bir kadının koluna girmiş, birlikte park tarafından kahveye doğru, ağaçların arasından yavaş yavaş yürüyorlardı. Yaşlı adam ceketinin içine beyaz, uzun kollu bir gömlek, keten pantolon, keten ayakkabı, kadın ise uzun bir palto giymişti.

1.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Öyküleme   B) Karşılaştırma       C) Tanımlama   D) Tartışma  E) Betimleme

 

İstanbul’u Avrupa ve Asya diye ikiye ayırabiliriz. Avrupa yakası biraz daha yoğun, biraz daha canlı, hareketli, biraz daha karmaşıktır. Avrupa’nın buhranlı, hızlı, sorunlu yaşa-mı buraya gelmiştir. Anadolu yakası ise karşıya göre sa-kin, mütevazi, doğuya has bir dinginliğe sahiptir. Karşının gösterişinden debdebesinden pek de haberli değildir. Yaşamı biraz daha içe dönüktür.

2.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Tanık gösterme  B) Öyküleme  C) Karşılaştırma  D) Tartışma  E) Betimleme

 

İnsanoğlunun başarısında, korkularını açık yüreklilikle tartışabilmesinin büyük bir payı vardır. Korkularımızı, ancak açık yüreklice tartışarak yenebiliriz. Bu korkular aslında çok basit nedenlere dayanır. Onları enine boyuna ele aldığınızda bu basitliği anlayacak ve yaşamınız olumlu yönde değişecektir. Bir psikoloji profesörü : “Korkularını tartışabilecek cesarette olanlar, yaşamın dizginini eline geçirmiş demektir.” diyor. Tartışılmayan hiçbir gerçek yerli yerine oturmuş değildir zaten.

3.Bu parçada düşünceyi geliştirmek için aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Karşılaştırmaya B) Tanımlamaya C) Örneklemeye

D) Tanık göstermeye E) Duyulardan yararlanmaya

 

Bazı yazarlarda sanat edebiyat noktasında bir duyarlık görürsünüz. Bunun altını kurcaladığınızda kişisel bir kaygıya dayandığını anlarsınız ve duyarlığın gerçek olmadığını fark edersiniz. Bazı sanatçılarda ise toplumsal sorunlardan sanatsal sorunlara kadar uzanan geniş bir duyarlık görürsünüz. Bu tip sanatçıların duyarlığı gerçek bir duyarlıktır ve bencillik, kişisellik barındırmaz.

4.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Betimlemeye  B) Öykülemeye  C) Karşılaştırmaya   D) Tanık göstermeye  E) Tanımlamaya

 

Romancılarımız yıllar boyunca bize, Meşrutiyet devrinin Batı tipi konaklarında oturan, alafrangaya ilgi duyan paşa hanımlarından başlayıp, uzun soluklu bunalımlar içinde bunaldıkça bunalan feminist eğilimlere kadar uzanan geniş yelpaze içindeki Türk kadınından birçok romanda söz ettiler. Devlet Ana’dan Huzur’a, Yılanların Öcü’nden Sinekli Bakkal’a, Orda Kimse Var mı dizisinden Fatih Harbiye’ye, Dersaadet’te Sabah Ezanları’ndan Hıçkırık’a kadar.

5.Bu parçada yazar düşüncesini kanıtlamak için aşağıdakilerin hangisine başvurmuştur?

A) Tanık göstermeye B) Örneklemeye C) Karşılaştırmaya D) Soyutlamaya E) Benzetmeye

 

Haşmetli ve yalçın uçurumların eteğinde beyazdan öfkelerle köpürüp yüksek köprüleri tınmadan geçen, yüksek yaylaların gözünü kamaştıran şimşeklerin yanık kokusunu düzlüklerde derviş gibi demlenerek efillenen sazlıklara taşıyan sular… Düzde toprak barışığı, gölde rüzgâr kırışığı, çavlanda heyecan sarhoşu sular… Bereketin atardamarı, yayla balıklarının evi, dağların denize ülfeti sular…

 6.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarma

B) Benzetmelerden yararlanma

C) Karşıtlıklardan yararlanma

D) Eksiltili cümlelere yer verme

E) Anlatımda nesnel davranma

 

Nietzsche ile Namık Kemal miladi takvimin aynı yıllarını paylaşmış iki insandır. Hatta Namık Kemal, Nietzsche’den dört yıl önce doğmuştur. Nietzsche metafizik buhranlarla yüreğinin kandilini durmadan parlatırken, Namık Kemal, anlık heyecanlarla yüzeyde kalmıştır. Biri içten içe olgunlaşıp bir fikir meşâlesi, ruhunda depreşen muhalifliğini derinlemesine kurcalayan bir filozof olmuştur. Diğeri yanıp sönen, içinde olma ve olgunlaşma yokken dışı oldurma ve olgunlaştırmaya kalkan bir ses olmuştur.

7.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Karşılaştırma B) Örnekleme C) Öyküleme D) Açıklama E) Tartışma

 

Şiir, insanın yüreğinde kopan fırtınaların ahenkli bir biçimde söze dökülmüş şeklidir. Bu “ahenk” sözü sizi yanıltmasın. Dize sonlarındaki ses benzerliği demek olan ahenkten daha geniş bir anlamda kullanıyorum onu. Buradaki “ahenk” söz konusu fırtınaların özlü dizeler halinde ve insanın kulağına hoş gelecek şekilde zaman zaman birbirini çağrıştıran seslerle, zaman zaman birbirini çağrıştıran sözcüklerle kurulan genel bir musikidir.

8.Bu parçanın anlatımında yazar, aşağıdakilerin hangisinden yararlanmıştır?

 A) Betimleme B) Öyküleme  C) Tanık gösterme D) Karşılaştırma E) Tanımlama

 

İnsanın tarımı öğrenmesi hayatında, içinde yaşadığı toplumda ve bütün düzende köklü değişikliklere yol açmıştır.Paylaşım kargaşası tarımı öğrenmekle başlamıştır. Bu, insanlar arasındaki ilişkilerin bozulmasına, insanoğlunun kötü yanlarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Doğulu ünlü bir sosyolog “Tarım devrimiyle ortaya güçlü ve kötü bir insan çıktı.” demekten kendini alamamıştır. Bu tarımla başlayan paylaşım ve kazanma kavgası sanayileşmeye doğru sosyoloğun haklılığını iyiden iyiye kanıtlamıştır.

9.Bu parçada yazar düşüncesini geliştirmek için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?

A) Tartışma  B) Örnekleme        C) Karşılaştırma  D) Tanık gösterme  E) Tanımlama

 

Selçuklu mimarisinde binanın sağlamlığı, dayanıklılığı önemliydi. Duvar ve kubbe sisteminde estetiğe pek önem verilmezdi. Estetik süslemede, kitabelerde ve iç düzenlemesinde önemliydi. Osmanlı mimarisinde estetik oldukça ön plana çıktı. Duvarların, kubbelerin, kulelerin, minarelerin sağlamlığı kadar estetiğine de önem verildi. Kitabelerde ve iç süslemelerde ise daha da ileri gidildi.

10.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Karşılaştırma B) Betimleme          C) Öyküleme    D) Tanık gösterme E) Örnekleme

 

11.Anlatımda bakış açısı ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)Anlatıcı, anlatımı yapan kişidir.
B)Bakış açıları metinlere göre farklılık gösterebilir.
C) Bakış açısında farklılık oluşturan unsur çoğu zaman üsluptur.
D) Kişilerin ruh hali, cinsiyeti, mesleği, yaş ve kültür seviyesi anlatımdaki bakış açısında önemlidir.
E) Anlatıcı anlatımını sadece yazılı olarak gerçekleştirir.

 

Mahallenin yanı başında beyaz sakallı, oldukça ihtiyar bir adama rastladım. Kendisine yaklaşıp saygılı bir ifadeyle durumunu sordum. Beni ilkin duymadı. Bir daha ona aynı şeyleri iletmek için ses tonumu yükselttim. Beni duyduğunu hareketleriyle gösterdi. Bana garip garip baktı.

12.Yukarıdaki paragrafın anlatımıyla ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Paragrafta kahraman bakış açılı birinci kişi ağızdan  (ben) anlatım esastır.
B) Anlatıcı, paragrafta aynı zamanda kahramanlardan  birisidir.
C) Kahraman anlatıcı, birinci tekil şahıs ağzı ile konuşmuştur.
D) Anlatıcı olayın merkezinde yer almaktadır.
E) Anlatıcı, olayları sadece görendir.

 

13.”Kahraman bakış açılı birinci kişi ağızdan (ben) anlatım”ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)İlahi bakış açısı anlatımına göre sınırları belli olan bir anlatımdır. Kahraman bakış açılı anlatımda anlatıcı için imkânlar kısıtlıdır.
B) Kahraman anlatıcı bakış açısında anlatıcının bilgisi kendisiyle sınırlıdır. Diğer kahramanlar hakkında bir bilgiye sahip değildir.
C) Anlatıcı için zaman ve mekân engeli söz konusu değildir.
D) Bu anlatımda kahraman anlatıcının sahip olduğu bakış açısı anlatıma yansır.
E) Kahraman bakış açılı anlatımda anlatıcının geçmiş ve gelecek hakkında herhangi bir bilgiye sahip olması mümkün değildir.

 

 

Mustafa düşünceli düşünceli okulun bahçesinde dolaşıyordu. Dolaşırken ilginç ilginç işaretler yapıyordu. İşaretlerle dolanması gittikçe hızlanıyordu. Kafası bir şeye takılmıştı anlaşılan. Öğretmen onu ya derse almamış ya da dersten haksız yere dışarı atmıştı. O dolaşma esnasında eve gittiğinde bu olumsuz durumu babasına nasıl anlatacağını düşünüyordu.

14.Bu parçanın anlatımında hâkim olan bakış açısı aşağıdakilerden hangisidir?

A)Kahraman bakış açılı birinci kişi ağızdan (ben) anlatım
B)Gözlemci (objektif) bakış açısı
C) Hâkim  (ilahi-tanrısal) bakış açısı
D) Hâkim bakış açısı ile gözlemci bakış açısı iç içedir.
E) Gözlemci bakış açısıyla kahraman bakış açısı ön plana çıkan bakış açılarıdır.

 

 

15.“Gözlemci (objektif) bakış açısı”ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)Anlatıcı aktarımı bir kamera gibi yapar. Yansızdır, ob jektiftir, anlattıklarına yorum katmaz.
B) Gözlemci bakış açısında en önemli husus “tarafsızlık”tır.
C) Anlatıcı, “müşahit anlatıcı” olarak da bilinir.
D) Anlatıcı bu anlatımda kahramanlardan çok daha fazla bir bilgiye sahiptir.
E) Anlatıcı, kahramanların geçmiş ve geleceği ile ruh halini bilmez.

 

 

Bu bakış açısında iki aşamalı bir durum söz konusudur. İlkin olup bitenleri tarafsızca izleme sonrasında da bunları tam bir tarafsızlıkla okuyucuya nakletme amaçlanır.

16.Yukarıdaki ifadenin hâkim olduğu bakış açısı ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)Kişilerin iç dünyaları, iç buhran ve çatışmaları bu anlatımda oldukça fazla yer tutar.
B) Anlatıcı, kahramanların geçmişi, geleceği ile ruh halini bilmez.
C) Anlatıcı aktarımı bir kamera gibi yapar. Yansızdır, objektiftir, anlattıklarına yorum katmaz.
D) Anlatıcı bu anlatımda kahramanlardan çok daha az bir bilgiye sahiptir.
E) Bu bakış açısında anlatımı oluşturan cümleler, nesnel cümlelerdir.

 

17.Anlatımda bakış açısı ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)Gözlemci (objektif) bakış açısı (3. kişi ağızdan anlatım) anlatımında anlatıcı olaylar ve kahramanlar karşısında kamera kadar bir yetkiye sahiptir.

B)Hâkim (ilahi-tanrısal) bakış açısında anlatıcı kahramanlardan daha az bilgiye sahiptir.

C)Anlatıcının, yaşanmış, yaşanan ve yaşanması muhtemel olan her şeyi bilip, görüp ve duyması hâkim (ilahi-tanrısal) bakış açısı olarak adlandırılır.

D)Gözlemci (objektif) bakış açısı (3. kişi ağızdan anlatım) anlatımında üçüncü kişi ağızdan anlatım esastır.Yer yer birinci kişi anlatımına da başvurulur.

E)Kahraman bakış açılı (birinci kişi-ben) anlatımında kahraman hem anlatıcı hem de anlatılan konumundadır.

 

Düz bir yolda yürürken bunlar da yaşanılır mı bu kazalar da olur mu diye hayret ederiz. Elbette yaşanmaması gerekir. Belli ki Tuba yolda yürürken bir şeyler düşünüyordu. Annesine olan özlemi ve babasına olan derin hasreti onu etkilemiş ve bu olaya neden olmuştu. O anda Tuba’nın annesini ve babasını bu kadar derinden düşünüp kazaya sebebiyet vereceği kimin aklından geçerdi.

18.Yukarıdaki paragrafın anlatımında aşağıdaki seçeneklerde belirtilen ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Anlatıcı, anlattığı olayların dışındadır. Olayları sadece görendir.

B) Üçüncü tekil şahıs anlatımı, anlatımda esas alınmıştır.

C) Anlatıcı, kahramanın niyetini okumaya çalışmıştır.

D) Anlatıcı her şeyi bilen, her şeye hâkim olan kişidir.

E) Anlatıcı anlatımı birinci kişi ağızdan (ben) yapmıştır.

 

“Bu bakış açısında anlatıcı, yaşanmış, yaşanan ve yaşanması muhtemel olan her şeyi bilen, gören ve duyandır.”

19.Yukarıdaki ifadenin hâkim olduğu bakış açısı ile verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)Anlatıcı, yazarın dilini kullanır. Bunun için bu anlatıma “yazar anlatıcı” da denir.
B) Anlatıcı kahramanlardan daha fazla bilgiye sahiptir.
C) Anlatıcı, kahramanların niyetini bile okur.
D) Bu bakış açısında en önemli husus “tarafsızlık”tır.
E) Anlatıcı için zaman ve mekân bir engel oluşturmaz.

 

“Anlatıcı, aktarımı bir kamera gibi yapar. Yansızdır, objektiftir, anlattıklarına yorum katmaz.”

20.Yukarıdai ifadenin hâkim olduğu bakış açısı ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Bu bakış açısında olaylar, insan ömrüyle sınırlandırılmayacak kadar geniştir.
B) Bu bakış açısında en önemli kıstas yansızlıktır.
C) Anlatıcı bu anlatımda kahramanlardan çok daha az bir bilgiye sahiptir.
D) Ruhsal çatışma ve buhranlar bu anlatımda oldukça azdır.
E) Bu anlatımda nesnellik ön plandadır.

YANITLAR

1.  E 11.  E
2.  C 12.  E
3.  D 13.  C
4.  C 14.  C
5.  B 15.  D
6.  E 16.  A
7.  A 17.  B
8.  E 18.  E
9.  D 19.  D
10  A 20  A

 

* Kimi sorularda içerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…

Hakkında Hasan Hüseyin KÖKEN

3 Ocak 1958'de Eskişehir Seyitgazi'de doğdu. İlkokul,ortaokul ve Liseyi Eskişehir'de,Yüksek öğrenimini Eskişehir ve İstanbul'da tamamladı.Eskişehir Eğitim Enstitüsü'den 1980'de mezun oldu. 1991'de Anadolu Üniveritesi Açık Öğretim Fakültesi'nde lisans tamamladı.Giresun Bulancak Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1980-1986),Kastamonu Tosya Endüstri Meslek Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği ve Müdür Başyardımcılığı (1986-1990), Sakarya Geyve Alifuatpaşa Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1990-1993), Sakarya Ozanlar Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1993-1995), Sakarya Özel Tansel Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (1995-1998), Sakarya Özel Tansel Dershanesi Türkçe Öğretmenliği ve Kurum Müdürlüğü (1998-1999), Ankara Birikim Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (1999-2000), Ankara Bilge 2000 Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (2000-2002), Ankara Çubuk Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (2003-2005), Ankara Seviye Dershanesi -Ankara Polatlı Sistem Dershanesi Türkçe Öğretmenliği (2005-2007), Ankara Dershanelerinde Türkçe Öğretmenliği, Yöneticilikler. (2007-2011), Kocaeli İzmit American Life MEB Danışmanlığı (2011-...)

Ayrıca Kontrol Et

ÖDEV TESTİ 8

Merdivenin başında, yüksekte yuvası dağılmış bir anne güvercin gibi boynu bükük duruyordu. Ayrılık yaman şeydi. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir